12 Nisan 1887 - 21 Mart 1949. Yusufeli’nin Zor (şimdiki adı Esenyaka) köyünde doğdu. Asıl adı Tevfik Bozkurt’tur. Aşıklık geleneğini ve bağlama çalmasını küçük yaşlardan itibaren babası Aşık İzni’den öğrendi.
Köyünde medrese eğitimi gördü. Yaklaşık 15 yaşlarında, okul arkadaşı ve akranı Aşık Huzuri ile birlikte şiir yazmaya başladı. Aşık Zuhuri sonraki yıllarda kendisinin ustası olduğunu vurguladığı Aşık Huzuri’nin desteğini gördü.
Fuzuli’den, Bayburtlu Zihni’ye birçok kişinin eserlerini okuyarak kendini geliştiren Aşık Zuhuri, Aşık Huzuri’yle birlikte Kuzeydoğu Anadolu’dan Gürcistan’a, Ahıska’dan Kırım’a dek geniş bir alanda dolaştı. Döneminin birçok tanınmış aşığıyla karşılaştı.
28 yaşındayken, 1. Dünya Savaşı (1914-1918) döneminde Rus işgaline uğrayan köyünü terkederek, ailesiyle birlikte Merzifon’a göçtü. Bu göçten sonraki yaşamı daha yerleşik ve imamlık yaparak geçti. Merzifon’da yaşadığı süre içinde de birkaç kere köyüne gidip geldi.
Hem hece hem de divan şiiri formunda örnekler veren Aşık Zuhuri’nin hece ölçüsüyle yazdığı şiirler daha çok tutuldu.
Ağla Deli Gönül
Ağla deli gönül haşre dek ağla Çıktı elden gitti nevres çağların Ah edip gözünden kanlı yaş çağla Uçtu bülbül viran kaldı bağların
Neden doğdun böyle bahtı karalı Gözün yaşlı bağrın göz göz yaralı Avcısı peşinde ciğer pareli Maral kaçmış ıssız kaldı dağların
Gönül bir gaflette kalmış ayrılmaz Meler ağlar kuzuları yayılmaz Zuhur’i beyhude yorman sayılmaz Sayısı yok sinemdeki dağların
Geldik
Biz bezm-i elestte aşk şarabını Doldurttuk boşalttık içtik de geldik Anladık öğrendik her hesabını Boyumuza ölçtük biçtik de geldik
Yanar arşa kadar sönmez narımız Yanmaktır her nefes kisb ü karımız Aşktır bizim devletimiz varımız Gayrı masivadan geçtik de geldik
Zuhuri dideler doldu abıyla Mest ü huşyar olduk aşk şarabıyla Deldik bağrımızı aşk mızrabıyla Biz o yaraları açtık da geldik