Enişte Kütüğü : Düğünden bir hafta sonra gelin ve damat kız tarafının evine ziyarete giderler. Gelinin akrabaları damadın önüne yarılması çok zor bir ağaç kütüğü koyarlar, eline de bir balta verip "bu kütüğü yar' derler. Bu şekilde damadın gücünü sınarlar. Eskiden oldukça yaygın olan bu gelenek günümüzde artık unutulmaya yüz tutmuştur.
Koç parası : Düğün sırasında kız tarafının işlerine yardım eden, misafirlerle ilgilenen gençler düğünden sonra koç keserek yiyip eğlenmek için damattan koç parası adı altında bahşiş alırlar. Çocuklar ve gençler yol keserek bahşiş alırlar.
Eskiden gelin at üzerinde kocasının evine götürülürdü. O zaman gelinin getirilmesi, eve girmesi sırasında uygulanan -artık günümüzde unutulmuş olsa daçeşitli adetler vardı: Düğünde oynayan gelinin avucuna buğday veya pirinç taneleri verilip, etrafa saçtırılır ki bolluk olsun. Gelinin kayınpederi (kaynatası) geline büyük bir bağışta bulunmadan gelin attan inmezdi. Gelin attan inerken kazana bastırılır ve bu sırada ayağıyla fincan veya tahta kaşık kırdırılır. Gelin eve girerken, eliyle kapıya bal, yağ gibi tatlı şeyler veya hamur sürdürülür ki bereket getirsin. Oğlan evine ilk girme sırasında gelinin oturtulması da özel bir gelenektir. Gelinin oturması için damadın en yakınları tarafından bir veya birkaç kişi, geline bağbahçe, tarla, meyve ağacı veyahut koyun, sığır gibi hayvanlar bağışlaması gerekir. Oturtulan gelinin kucağına anababası hayatta olan bir erkek çocuk verilir. Ayrıca gelinin kucağına, çocukları olsun diye bir kız bir erkek çocuk oturtulur, gelin de çocukların hediyelerini verir. Eskiden gelinlerin; kaynana, kaynata ve kocalarına karşı saygı gösterisi olarak aylarca "gelinlik etmeleri" yani konuşmadan, cevap vermeden sessizce işaretlerle anlaşmaları geleneği vardı. Bu gelenek günümüzde artık tümüyle kalkmıştır. Önceleri Yusufeli köylerinde geleneksel aile yapısı hakim olduğundan evlenen erkek evlat ailesi ile birlikte yine babası nın evinde otururdu. Bazı köylerde, evin erkek üyelerinden birisi içeri girdiği zaman (bu erkek birey, ilkokul çağındaki bir çocuk dahi olsa), gelinin ayağa kalkıp ona saygı göstermesi ve hatta elini öpmesi gerekirdi. Bundan yirmibeş-otuz yıl öncesine kadar devam ettirilen bu çağdışı gelenekler günümüzde tamamen ortadan kalkmıştır. Ancak şimdi de gelinler ve damatlar kayınpeder, kayınvalide ve diğer aile büyüklerine karşı hürmette hiçbir zaman kusur etmezler.